
Akdeniz Diyeti
UNESCO 2010 yılında Akdeniz Diyetini “Maddi Olmayan Kültürel Miras” listesine almıştır.
Akdeniz diyeti, ilk olarak 1960’lı yıllarda farklı ülkelerin Amerika, Japonya, Finlandiya,
Hollanda, eski Yugoslavya, Yunanistan ve İtalya kardiyovasküler risk ile ilişkili beslenme
alışkanlıklarını karşılaştıran Ancel Key tarafından yürütülen “Yedi Ülke Çalışması” ile ortaya
çıkmıştır.
Doymuş yağdan fakir ve bitkisel yağdan zengin diyet olarak literatüre girmiştir. Akdeniz
diyeti; işlenmiş besinlerin az tüketildiği daha çok bitkisel kaynaklı, mevsiminde ve yerel
beslenmenin hedeflendiği bir beslenme tipidir
Bol meyve ve sebze, tahıl, kuru baklagiller, sert kabuklu meyveler ile yüksek miktarda posa,
orta miktarda balık ve tavuk (2-4 kez/hafta), düşük düzeyde kırmızı et (1-2 kez/ay), öğünlerde
az miktarda kırmızı şarap (kadınlar için 1 ölçü, erkekler için 2 ölçü) içeren, zeytinyağından
zengin, doymuş yağlardan fakir bir beslenme şeklidir.
Akdeniz diyeti, diyet yağının ana kaynağı olarak sızma zeytinyağı, yüksek miktarda sebze,
meyve, genellikle rafine edilmemiş tam tahıllar, baklagil, sert kabuklu yemişler, yağlı
tohumlar ve zeytin gibi bitkisel besin alımıyla karakterizedir. Orta seviyede süt ürünleri ve
balık, düşük-orta miktarda kümes hayvanları, yumurta, kırmızı et ve et ürünleri içermektedir.
İşlenmiş et, terayağ, dondurma veya tam yağlı süt ürünleri hiç bulunmamakta ya da çok az
bulunmaktadır.
1995 yılında, Akdeniz diyetine rehberlik etmek ve besinlerin hangi sıklıkla tüketileceğini
göstermek amaçlı hazırlanan grafik olan “Geleneksel Akdeniz Diyet Piramidi” tanıtılmıştır.
AKDENİZ DİYETİ İPUÇLARI:
• Zeytinyağından zengin, doymuş yağlardan(tereyağ, kuyruk yağı, margarin) fakir
beslenilmelidir.
• Kırmızı etin yerine tavuk eti, balık, yumurta ve peynir tüketilmelidir. Kırmızı et nadir
tercih edilmelidir.
• Bol sebze ve meyve, tahıl, kuru baklagil gün içerisinde ki öğünlerde mutlaka yer
almalıdır. Öğünlere taze mevsim yeşillikleri ile yapılmış salatalar eklenebilir.
• Tam buğday, kepek, çavdar ekmeği gibi tam tahıl ürünlerini tercih edilmelidir.
• İşlenmiş gıdalar yerine fındık, ceviz, badem gibi sert kabuklu yemişler tüketilmelidir.
• Şarap tüketimi kadınlarda 1 ölçü, erkeklerde 2 ölçü olacak şekilde ılımlı tüketilmelidir.
Akdeniz diyetine uyum ile IR(insülin direnci) ve inflamasyon arasındaki ilişki incelenmiştir.
Akdeniz diyeti BKİ ve bel çevresinin azaldığı, bu sayede de Akdeniz diyetinin dolaylı olarak
hastalık belirteçlerini azalttığı gözlenmiştir.
Besin çeşitliliği ile öne çıkan Akdeniz diyeti, kalp ve damar hastalıkları, tip 2 diyabet ve
obezite, alzheimer, parkinson olmak üzere çeşitli hastalıklardan koruyucu etkilerinin olduğu
birçok çalışmada gösterilmiştir. Sağlık üzerindeki olumlu etkileri baz alındığında, Akdeniz
diyetine uyumun artırılmasıyla birlikte bireylerin yaşam kalitesinin artışı sağlanabilir